Lübnan’da Tufan Öncesinden Kalan Tek Şehir Olan Baalbek’i Ve Enlil’den Miras Kalan Tanrıların Sedirlerini; Ürdün’de Anunnakilerin Bizzat Yaşadığı Tell Ghassul’u Ve Gizemin Şehri Petra’yı (6 Gece-7 gün) Göktürk RAMU’nun Anlatımıyla Deneyimleyeceğiz.

LÜBNAN

28 Ağustos Salı: Saat 14.15 te Beyrut havalimanına ulaştıktan sonra yerel rehberimizle buluşarak ilk ziyaret yerimiz olan antik Roma eserlerinin çoğunlukta olduğu Lübnan Ulusal müzesini ziyaret ediyoruz. Müze ziyaretimiz sonrası Beyrut panoramik şehir turunu yaptıktan sonra otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği otelde olacaktır.

29 Ağustos Çarşamba: otelimizde kahvaltı sonrası Mim doğal taş Müzesini ziyaret ediyoruz. sonrasında Beyrut’a yaklaşık 20 km uzaklıktaki Jounieh bölgesine ulaşıyor ve bu bölgedeki 1836 yılında keşfedilen kireç taşınan oluşan Jeita  Grotto Mağaralarını ziyaret ediyoruz. Bir sonraki ziyaretimiz Lübnan’ın en güzel koyu olan Jounieh’yi yukarıdan gören ve 1904 yılında Lübnan’ın Leydisi olarak adlandırılan başlangıçta küçük bir kilisenin yapıldığı, 1970 yılında sedir ağacı formunda bazilikanın inşa edildiği günümüzde küçük bir köy ve Hristiyanlık merkezi olan Harissa’ya teleferikle çıkıyoruz. Öğle yemeği için pepe bölgesinde serbest zaman veriyoruz. Yemek sonrası ziyaret noktamız Byblos antik kenti. Byblos antik kenti Beyrut’a 37 km uzaklıkta ve bu antik şehrin temleri günümüzden 7000 yıl öncesine dayanıyor. Küçük bir o kadarda tarih dolu güzel bir kasaba olan Byblos’ta dar küçük sokaklarda eski ve yeniyi keşfediyoruz. Akşam yemeği için geleneksel Lübnan gecesine gidiyoruz.

30 Ağustos Perşembe: Lübnan Gezimizin en önemli noktası olan Baalbeek’e gidiyoruz. Sümer metinlerinde «Sedir Ormanlarındaki Yer» olarak sık sık rastladığımız, Gılgamış Destanındaki «İniş Yeri» olarak bilinen, Dünya’nın en eski şehirlerinden biri olan ve her birinin ağırlığı 1100 Tondan fazla Dünya’nın en büyük kesme taşları “Triliton” taşlarını barındıran BAALBEK’İ ziyaret ediyoruz.  Tufan öncesi dönemden kalan dünyadaki tek şehir olduğu ve 400 Bin yıllık tarihe sahip olduğu iddia edilen Baalbek’teki altı tanesi ayakta kalmış sütunların yüksekliği, Mısır’daki Karnak kentinde yer alan Amon Ra Tapınağının sütunlarından daha uzundur. Yöre halkına göre dev ellerin bize göre anunnakilerin inşa ettiği Baalbek’in, tarihin en eski uzay limanlarından biri olduğu iddiaları da mevcuttur. Yine tüm modern ve en yakın tarihli incelemelere göre, tahılların ve besin olabilecek diğer ürünlerin “ehlileştirildiği” yerde bulunmaktadır. Mezopotamya Güneş Tanrısı Samaş/Baal’ın kült merkezi de olan bu şehirde ayrıca Afrodit/İnanna ve Zeus/Enlil Tapınakları da mevcuttur.

Baalbek’te serbest yemek molamızın sonunda denizden 2000 mt yükseklikte bulunan Bsharre bölgesine “Tanrının Sedirleri”ni görmeye gidiyoruz. Bu bölgede 1000 yaşının üzerinde sedir ağaçları mevcuttur ve kadim bilgiye göre bu sedirlerden Anunnakilerce uzun yaşam iksirleri yapılmaktadır. Günümüz Lübnan bayrağında da bulunan “Tanrının Sedirleri” Sümer inanışına göre Enlil tarafından korunurmuş. Gılgamış’ın Enkidu ile birlikte giderek Humbaba ile savaştığı bu ormanlara Tevrat ve İncil’de de sıkça rastlanmaktadır. Maalesef bu sedirlerden bugün çok azı geriye kalmış ve 1998’de son sedirler UNESCO Dünya Mirası Listesi listesine eklenerek koruma altına alınmıştır. Sedir ağaçları sonrasında Bsharre kasabasına dönüyoruz ve kasabada bulunan Lübnan‘ın dünyaca tanınmış yazar ve şairi Halil Cibran Müzesini ziyaret ediyoruz.

Akşam yemeği sonrası saat 23.30 da Ürdün Amman’a uçmak için Beyrut havalimanına ulaşıyoruz. Uçağımız, sabah 05:00’te Beyrut’tan havalanıyor ve 31 Ağustos sabahı 07:00’da Amman havalimanına varıyoruz.

ÜRDÜN

31 Agustos Cuma: QAI Airport (07H00) – Mt. Nebo – Bethany – lot’s cave – Beida – Petra

Ürdün Quenn Alia uluslararası havalimanına ulaştıktan sonra burada havalimanı asistanlarımızla işlemleri tamamlayarak Babil Tanrısı Marduk’un oğlu Nabu’nun adını verdiği Nebo Dağı’na doğru yola çıkıyoruz. Musa’nın mezarının bulunduğu varsayılan ve Ürdün Vadisi ile Ölüdeniz’e (Lut Gölüne) güzel bir manzarası olan Nebo Dağı’nda MS 4. Ve 6 yy yapılmış doğu Roma dönemi kiliseleri ziyaret ettikten sonra BETHANY’e gidiyoruz. Bethany Eriha‘nın karşısında bulunan ve İncil’de İsa’nın Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edildiği Ürdün’e ait topraklar olarak bilinmektedir.

Sonrasında Eriha’nın karşısında bulunan Tell Mar Elias’ı ziyaret ediyoruz. Tell Mar Elias Eski Ahitte İlyas ve Elişa’nın Şeria Nehri’ni İlyas’ın cübbesiyle yarıp karşıya geçtikleri ve Rabbin İlyas’ı ateşten bir araba göndererek ve kasırgayla yukarı aldığı tepedir. Şeria nehrinin hemen karşısında bulunan ve Anunnakilerin bizzat yaşadığına inandığımız Tell Ghassul’da İnanna’nın Yıldızının izini sürdükten sonraki durağımız Lut mağarası, bu mağara Sodom ve Gomorrah yok edildikten sonra Lut peygamber ve kızlarının bir sure yaşadıkları mağaradır. Mağaranın etrafında MS 5. Ve 8. Yy kalma küçük bir Doğu Roma Kilisesi ve mozaiklerini ziyaret ediyoruz. Beidah bölgesinde 8000 yıllık taş çağına ait küçük bir köy kalıntıları da mevcut.

Akşam yemeğimiz Patra’daki otelimizde…

01 Eylül Cumartesi : Tüm gün Petra ziyareti ve Rum Vadisi

Kahvaltı sonrası tüm gün  sürecek olan Petra ziyaretimize başlıyoruz. Petra Ürdün’ün ulusal  hazinesi olarak  bilinen  rose ve kırmızı renklerin hakim olduğu ve Unesco Dünya  Kültür merkezleri listesinde yer alan antik bir kenttir.  Petra, Antik  Nabataean kültürünün merkezi olup Arap tüccarların 2000 yıl önce yerleştiği  ve ticaret kervanlarının geçtiği oldukça zengin bir ticaret merkeziydi.

Petra bölgesinde hala bedeviler yaşamaktadır bu bölgeyi ziyaretimizde at ve develeriyle bedevi kültürünün izlerine şahit olacağız.

Petra antik kentinde mezarlık bölgesi, 140 feet boyunda kayalara oyulmuş Al Khazneh yani hazine olarak adlandırılan MÖ 1 yy dank alma Kral Manatee’nin mezarını ziyaret ediyoruz. Petra ziyaretimiz sonrasında Rum Vadisi’ne gidiyoruz. Akşam yemeği ve geceyi Bedevi kampında (Burada Mars’a dair filmler çekilmektedir  http://www.suncitycamp.com/ ) geçiriyoruz.

02 Eylül Pazar: Wadi Rum ziyaretit – Aqaba serbest zaman

Kahvaltı sonrası Rum Vadisi’ndeki çöl turuna başlıyoruz. Aynı zamanda Ay vadisi olarak geçen bu vadi Unesco dünya mirası listesinde yer almaktadır. Vadi boyunca dar kanyonların, pembe ve kırmızı tonlarla renklendirilmiş taş ve kum manzarası kişiye Mars gezegeninde bulunduğu hissini vermektedir. Ay vadisi aynı zamanda  Arabistanlı Lawrance, İndiana Jones, Son Korsan ve Pembe Panter vb filmlerin çekildiği mekanlardan birisi olmuştur. Bu vadide 4×4 jeeplerle çöl safarisi yapıyoruz. Safari sırasında değişik medeniyetlerin izlerine rastlıyoruz. Özellikle Thamudic, Nabataean, Yunan ve Arap yazımları, duvar resimleri ve av sahnelerini görüyoruz. Sonrasında Aqaba’daki otelimize geçiyoruz. Aqaba kızıl denizin kenarında keyifli bir bölge ve burada yüzme için serbest zaman veriyoruz.

03 Eylül Pazartesi: Aqaba – Amman şehir turu + alışveriş & akşam yemeği– Transfer to QAI Airport (02H25)

Kahvaltı sonrasında Amman doğru yola çıkıyoruz. Amman heşemit krallığının başkenti olup beyaz şehir olarak bilinmektedir. Beyaz şehir olarak adlandırılmasının sebebi birçok binanın beyaz kireç taşıyla yapılmasından kaynaklanmaktadır. Şehir 1000 yıl öncesine dayanmakta ve Roma döneminden birçok kalıntılar bulunmaktadır. Kaleden şehir merkezine bakıldığında muhteşem bir Roma tiyatrosu ve biblical tapınakları ve Emevi dönemi villaları manzarası muhteşem görünmektedir. Amman’ın antik ve yeni yerleşimlerine güzel bir panoramik tur yapıyoruz. Panoramik turumuzda Hüsseyin camisi ve bu caminin etrafındaki Pazarları ve kalabalık caddelerinde geziyoruz.

Akşam yemeğimiz tipik bir Arap köyü olan KanZaman köyünde. Yemek için restoranımız eski bir at ahırından çevrilmiş olup lokasyon olarak güzel bir tepede bulunmaktadır. Restoranda klasik Arap müzikleri eşliğinde yerel kıyafetli garsonların servis ettiği Arap yemeklerini tadıyoruz.

Geleneksel restoranda yediğimiz akşam yemeğinden sonra Queen Alia havalimanına transfer ve İstanbul’a dönüş.